ÇOCUKLAR VE GELECEĞİMİZ

ÇOCUKLAR VE GELECEĞİMİZ

Dudaklarımda yaşayamadığım

Çocukluğumun, gençliğimin şiiri

Dört yanım hüsran

Dört yanım yalan

Dört yanım hüzün

Dört yanım isyan!

Ahmet Selçuk İlkan’ın ‘’ Beni Anneme Götürün’’ isimli şiirinde belirttiği gibi bazı çocuklar yaşayamadıkları çocukluklarını hiç unutamazlar ve yaşadıklarına bağlı olarak hayatının her anının yalan, hüsran, hüzün ve bunun sonucu olarak da isyandan ibaret olduğunu bildikleri için yaşadığı dünyaya ve etrafındakilere yabancılaşarak düşman olabiliyorlar. Kendi düşmanımızı kendimiz mi yaratıyoruz?

Çocuklarına önem vermeyen bir ülke geleceğini tehlikeye atmaktadır. Çocuklarına sahip çıkıp onları eğiten, onlara sağlıklı bir gelişim imkânı sağlayan ülkeler ise kendi düşmanlarını kendileri yaratmayarak geleceklerini teminat altına almaktadırlar.

“Çocuk yoksulluğu” (child poverty), günümüzün en can yakıcı sorunlarından birisi olarak görülmekte ve günümüzde gelişmekte olan ülkelerde yaşayan çocukların yüzde 40’ı (yaklaşık 500 milyon çocuk) günde 1 doların altında bir gelire sahiptir ve yoksulluk milyonlarca çocuğun ölümüne yol açtığı gibi, daha fazla sayıda çocuğun okula gidememesine, hastalanmasına veya “çocuk işçi” olarak yaşamını sürdürmesine neden olmaktadır.

Yeryüzünde çocukları en çok etkileyen savaşlar, ekonomik yoksulluk, yetersiz beslenme, barınma sorunu, salgın hastalıklar ve istismardır. Her yıl 11 milyon çocuk açlığa bağlı sorunlar nedeniyle beş yaşına gelmeden hayatını kaybetmektedir. Dünyadaki çocuk ölümlerinin önemli bir oranı, sıtma, akut solunum yetmezliği, kızamık ve ishal gibi hastalıklardan dolayı gerçekleşmekte olduğuna ve yetersiz beslenmenin de bu hastalıklara karşı direncin azalmasında başlıca etken olduğuna dikkat çekiliyor.

Şükrü Hatun, çocukların yoksulluğunun, ailenin yoksulluğuna bağlı olduğunu belirterek, şunları söylüyor: ”Bunun en önemli nedeni ise işsizliktir. Yoksulluktan, en çok etkilenen, yaşama, gelişme ve büyüme hakları riske atılanlar, o ailenin en küçük üyeleridir. Çocuk haklarının yaygın bir biçimde ihlali de, temelde yine yoksulluktan kaynaklanmaktadır.”  Şükrü Hatun, yoksulluğun iyi bilinen etkilerinden birisinin de, zihinsel gelişimi olumsuz etkilemesi olduğuna dikkat çektikten sonra şunu öneriyor: “Çocuk yoksulluğunu izlemek, etkilerini kamuoyuna anlatmak ve çözümler üretmek üzere, Ulusal Çocuk Yoksulluğu Merkezi kurulmalıdır.”

Fotoğrafa baktığım zaman geleceğimiz olan çocukları görüyorum. Her biri farklı yaşta ama aynı kaderi paylaşan ve sefaletin kol gezdiği geleceğimiz olan çocukları görüyorum. Sosyal devlet anlayışı ile çocuklarına her türlü imkânı sunan ülkeler, kendi düşmanlarını kendileri yaratmayarak geleceklerini teminat altına almaktadırlar ve günümüzde olduğu gibi her zaman terörün ve çatışmaların içinde değil de evrensel düşünüp insancıl değerleri ön planda tutan bir ülke olmanın onurunu yaşarlar.

Unutmayalım ki çocuklar geleceğimiz ve biz onlara sahip çıkarsak sağlıklı ve huzurlu bir geleceği bugünden inşa etmiş oluruz. Bölgemizde yaşanan sorunların temel nedenlerini bu çerçevede düşünüp gerçekçi bir yaklaşım sergileyebilirsek çözüm üretme ve geleceği teminat altına alma konusunda samimi davranmış oluruz.