DAYANIŞMAK GÜZELDİR

DAYANIŞMAK GÜZELDİR

Bir bugün kaldı bize birlikte yaşanacak

Bir bugün öyle güzel ve dopdolu özlemli

Dalından yeni kopmuş tomurcuk güller gibi

Bir bugün her şeyiyle taptaze ve sımsıcak

 

Ümit Yaşar Oğuzcan’ın ‘’Bir Gün Kaldı Bize Yaşanacak’ ’isimli şiirinde belirttiği gibi yaşadığımız her anı bize kalan bir gün gibi görüp bize zarar vermesi muhtemel insanlarla değil de birlikte dayanışma içinde içinde yaşayacağımız insanlarla dolu dolu yaşamaktan daha güzel ne olabilir. Günlük hayatımızda birlikte olmaktan keyif aldığımız insanlarla dalından yeni kopmuş tomurcuk güller gibi her günü aynı güzellikte yaşamasını bilmeliyiz. Bunun da sırrı sanırım dayanışma içinde olduğumuz insanlarda saklı.

İnsanlık, dayanışmanın demode, bireysel kurtuluşun moda olduğu bir süreçten geçiyor. Doğası gereği toplumsal bir varlık olan insan, ancak paylaşarak ve dayanışarak sağlıklı bir sosyalleşme süreci yaşayabilir. Tarihsel gerçek bu olmakla birlikte insanlığın günümüzde aksi bir istikamette yol alıyor olması doğrusu çok şaşırtıcı.

Geçenlerde okuduğum şu ifadeyi çok çarpıcı buldum: “Bir araya gelmek başlangıçtır, bir arada durabilmek ilerlemedir, birlikte çalışmak başarıdır.”

Yardımlaşma ve dayanışmanın güzel bir örneğine bir ilçemizde tanık oluyoruz: Sakarya’nın birçok ilçesinde yaygın olan imece usulü yardımlaşmanın örneği, Taraklı ilçesinde her yıl yaşanıyor. Taraklı’lı kadınlar, kış boyunca yiyecekleri yufka ve salçaları imece usulü ile yapıp, domates ve biberleri büyük kazanlarda kaynatıyor, sonra bunları paylaşıyorlar.

Taraklı İlçesi’nde uzun yıllara dayanan kış öncesi imecede, her gün bir komşunun evinde toplanan kadınlar burada evin önünde düzenek oluşturarak günün ilk saatlerinden itibaren çalışmaya başlıyor. Yufka açan kadınlar bunları yine evin önünde pişiriyor.

Bu dayanışmanın çok eski bir gelenek olduğunu belirten Taraklı’lı kadınlar, “Bir kişinin yapacağı iş belli. Toplanıp komşumuzun evine giderek onun kışlık ihtiyaçları olan yufka salça turşularını hazırlıyoruz. Sırayla hepimizin işi toplu çalışma ile görülmüş oluyor” diyor. Kadınlara yufka ve salça yapımında zaman zaman eşleri de yardımcı oluyor.

Doğan Cüceloğlu, “İçimizdeki Biz” adlı kitabı için şunları söylüyor: “ İçimizdeki Biz, yaşamımızdaki dayanışma gerçeğinin temelidir. Bu gerçeği yaşayan insanlar birbirlerine güven duyarlar. Aile yaşamı, komşuluk ilişkileri, ekonomik ve politik yaşam bu güven üstüne kurulur. Böyle bir toplumda trafik ışığında motoru stop eden arabanın sürücüsüne yardım eli uzanır; çocukların ve toprağın geleceğine sahip çıkılır. Evlerin içi kadar sokakların ve kentlerin temizliğine de önem verilir. Dayanışma bilincinin olmadığı yerde, Sen-Ben Anlayışı hâkimdir. Evrendeki dayanışma gerçeğinin fark edilmesi Biz Bilinci’nin temelini oluşturur.”

Fotoğrafta sırt sırta vermiş ve hayat yolculuğunda birbirini taşımış iki insanı görüyorum. Bazen iş hayatında, bazen de evde, hayatın her anında sırt sırta verenlerin sırtı yere gelmez ve önlerinde hiçbir engel kalmaz. Önemli olan, sırt sırta verebileceğini bulabilmek ve güvenip paylaşabilmektir.

Dayanışmak güzeldir ve insana güven verir. Aksi yönde hareket etmek hüsrandan başka bir sonuç ortaya çıkarmaz…