İNZİVA İHTİYACI

İNZİVA İHTİYACI

Vakit tamam!.. seni terk ediyorum.

O bütün alışkanlıklardan

Ve bütün sıradanlıklardan öteye,

Yorumsuz bir hayatı seçiyorum.

Doyamadım inan,

Kanamadım sevgiye…

 

Yusuf Hayaloğlu’nun ‘’Bir Veda Havası’’ isimli şiirinde olduğu gibi insan, ruhunu dinlendirmek ve iç sesine kulak vermek, sessizliğin cennetinde dingin bir yaşamın tadını çıkarmak, ruhsal bir tazelenmeye olanak sağlamak için kendisiyle baş başa kalabileceği bazı zamanlara ihtiyaç duyar.

İnziva olarak adlandırılan bir geri çekilmeye, kendisiyle baş başa kalmaya insanın zaman zaman ihtiyacı olabiliyor ve özellikle de modern zamanların çılgın temposunda böyle kaçamaklar giderek önemli bir ihtiyaç haline geliyor.

İnziva ihtiyacını tetikleyen faktörlerin başında kalabalık kentler, gürültülü bir yaşam ve istikrarsızlık sergileyen insan ilişkileri geliyor. Hayat bazen çekilmez bir yük haline geldiğinde geri çekilmek adeta bir can simidi olarak görülür.

İnzivaya en çok başvuran sanatçılardır. Kaçınılmaz olan bu ihtiyaç onlar için kendini bir tazeleme sürecidir. Aziz Şeker, sanatçılardan hareketle bu konuda şu tespitleri yapıyor: “İnsan neden inzivaya çekilir? Kırgın ve yorgun olduğu için mi? Belki de! Ama yaşamında her ne olduysa; yüreğini acıtan bir şeylerin kederinden sıyrılmak ve huzura sefer eylemektir bazen insan denen yolcunun yaşadığı koşullar karşısındaki içsel çabası.

…Sanatçı için inziva kapandığı bir fildişi kulesi değil, bir üretim, paylaşım, bilgi artırma, netlik kazanma, kalemini bileme, yeni eserler dünyaya getirmek için zorunlu bir uğrak yeridir. Kimisi bunu kendi tercihiyle yapar kimisi zorunlu olarak bu sürece itilir.

İnziva her şeyden önce bir tür yalnızlıktır, bir tür sürgündür de! Konstantinos Kavafis Sanat Her Zaman Yalan Söylemez mi? isimli kitabında entelektüel yalnızlığa şu şekilde bir gönderme yapmaktadır: ‘Yalnız insanlar, bizim görmediğimiz şeyleri görürler: dünyaya son derece duyarlı bir bakışla bakarlar. Yalnızlık, derin düşünce ve dünyadan elini eteğini çekme, ruhu inceltir, keskinleştirir…’ Sanatçının yalnızlığa sığınması onun benliğini zenginleştiren, insanlığı ve şu yeryüzünü ilgilendiren konuları, yazın alanını var eden ilham damarlarını yeniden gözden geçirdiği bir çekilme ve yeniden yaşama katılma anıdır.

Elbette inzivadan çıkaracağımız okuma, yalnızlık olgusunda ısrar değildir. Bilinçli inziva her şeyden önce ‘yaratıcı bir ego süreci’dir… İnziva bir arayıştır aslında bireyin yüzleşmesi için; bir iç göç ve de yaratıcı bir uğraşı alanıdır. Edebiyatçı için inziva küsmek değildir, düpedüz yeni bir başlangıçtır…”

Fotoğrafa baktığım zaman yaşanmışlıklardan çok yorulup bunalan insanların kaçtığı yeri görüyorum. İnsan ilişkilerinin iyice bozulduğu bugünlerde kalabalıklardan kaçıp, bedenin ve ruhun dinlendirilebileceği güzel bir mekânı görüyorum. İnsanların inziva sürecinde yaşadığı huzura odaklanıyorum…

Tazelenme ve yeni başlangıçlar için inziva ihtiyacını dikkatlerden uzak tutmamamız gerektiğini unutmamalıyız. Tazelenme ve yeni başlangıçların da mutluluğun ve başarının sırrı olduğunu akıldan çıkartmamalıyız.