MÜZİK İNSANLARI BİRLEŞTİRİR

MÜZİK İNSANLARI BİRLEŞTİRİR

İstanbul’da Boğaziçi’ndeyim,
Bir fakir Orhan Veli’yim;
Veli’nin oğluyum,
Tarifsiz kederler içinde.

Rumelihisarı’na oturmuşum;
Oturmuş da bir türkü tutturmuşum;

“İstanbul’un mermer taşları;
Başıma da konuyor, konuyor aman, martı kuşları;
Gözlerimden boşanır hicran yaşları;
Edalı’m,
Senin yüzünden bu halim.”

 

Orhan Veli Kanık’ın ‘’İstanbul Türküsü’’ isimli şiirindeki gibi tarifsiz kederler içerisindeyken veya neşeliyken bazen ıslıkla bazen de sözlerle şarkılar, türküler söyleyerek duygularımızı en yoğun şekliyle yaşarız. Kimi zaman şair gibi Rumelihisarı gibi bir yerde otururken, kimi zaman da araba kullanırken veya bir pencerenin kenarından dışarıya bakarken her şey film şeridi gibi gözlerimizin önünden geçer ve sulu gözlerle mırıldanırız.

 

Yeryüzünün her yerinde müzisyenler yeteneklerini kullanarak insanların manevi dünyasını zenginleştirirler ve neşeyi, hüznü, acıyı, mutluluğu müzikten daha iyi hiçbir şey ifade edemediği için müzik insanların nefes almak gibi temel  ihtiyacıdır.

 

İstanbul’da sayıları giderek artan metro ve sokak müzisyenlerinin hayata kattıkları güzellikleri anlatmakla bitiremeyiz. İstiklal Caddesi’nde yürürken her bir dükkândan gelen müzik sesleri bizi alıp farklı yerlere ve duygulara götürür ve bu müzik şöleni eşliğinde yürüyen insanların yüzüne yansıyan mutluluk tarif edilemez. Çok sayıda insanın sokak veya caddede bir müzisyenin etrafında toplanarak müzik dinlemesinin ortaya çıkardığı tablo müziğin birleştirici gücünü sergiler. Irk, din, dil ayrımı müziğin kabul edemeyeceği bir şeydir. Evrenselliktir müziğin sevdiği şey.

 

Ezgi Saydam, müziğin önemini ve faydalarını şu şekilde açıklıyor: “Müzik çağlar boyunca insan duygulularının en doğal ifade biçimi olmuştur. Mutluluk, aşk, hüzün, korku, tapınma gibi tüm insani duygulara araç olmuştur. Tüm insan duygularının bir dışa vurumudur. Diğer güzel sanatların içinde en zor algılananıdır. Çünkü soyut olduğundan herkes için ayrı algılama ve insanlar üzerinde derin bir hayal gücü yaratır.

 

…Birlikte müzik yapmak sadece toplumları değil kişileri de aynı oranda birbirlerine yakınlaştırmakta ve insanların ruhsal gelişimine yardımcı olmakta , yaratıcılığı arttırmaktadır…”

 

Dilek Ergül’ün, müziğin birleştirici özelliğine dair tespitleri önemli: “Tarihin en eski sanatlarından biridir müzik. Tüm sanat dalları gibi ilhamını doğadan alır. Suların şırıltısı, kuşların cıvıltısı, rüzgârın sesidir ilham kaynağı. İnsan gelişimiyle paralel disiplin altına almış bu sanat dalını. Coğrafî farklılıklar ile beraber oluşan kültürler, akabinde müziğin renkliliğini getirmiş. Farklılıkları rengârenk bir evrene çevirmiş insanoğlu. Hisler ortak lakin hangi dilde, hangi enstrüman ile icra ederseniz edin, dile getirilen duygular hemen her kültürde benzer bu yüzden. Yeryüzüne yayıldıkça yaşanan savaş ve çatışmaların inadına müziğin birleştirici ruhu hep var olmuş. Mayalardan Aborjinlere, Göktürklerden İskandinavlara kadar aynı hisleri farklı enstrümanlar ile dile getirmiş müzisyenler.

 

Ülkemiz coğrafî olarak farklı farklı. İklimler farklı, doğası gereği kültürler, davranışlar farklı. Ama temel hisler hep aynı. Hüzün aynı, sevinç aynı… Anadolu, taşıdığı bu çok renkli yapıyı sanatta da kaybetmeden bugünlere getirmeyi başarmış ender toprakların başında gelir…”

 

Fotoğrafa baktığım zaman piyanonun başında, parmaklarıyla piyanonun tuşlarına basarak duyguları seslendiren genç bir kızın ellerini görüyorum. Sevincimizi, hüznümüzü ve aşkımızı yaşarken şarkılarla bu duygularımıza anlam yükler ve özel insanlarla bazen mırıldanarak bazen de sulu gözlerle tek başımıza dinleriz. Müzikle  yaşamın ne olduğunu anlayabilmek hayatı dolu dolu yaşayabilmenin anahtarını bulabilmek gibidir.

 

Kalabalığın içerisinde müzik sesini duyabilmek ve o müziğin eşliğinde ruhen bir yerlere gidebilmek bir ayrıcalık olsa gerek. ‘’Karışık Kaset’’ isimli sinema filmini izleyebilirseniz şarkıların hayatımızdaki yerini daha iyi anlayabilirsiniz. Kalpleri birleştiren müziğe hayatımızda ne kadar çok yer verebilirsek o kadar çok kendi dünyamızda aşkın, sevincin ve hüznün gerçek duygularını yaşayabileceğimize inananlardanım.