ÖMÜR DEDİĞİMİZ ŞEY

ÖMÜR DEDİĞİMİZ ŞEY

Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var:

Yaşadın mı büyük yaşayacaksın, ırmaklara, göğe, bütün evrene karışırcasına

Çünkü ömür dediğimiz şey, hayata sunulmuş bir armağandır

Ve hayat, sunulmuş bir armağandır insana.

Ataol Behramoğlu’nun ‘YAŞADIKLARIMDAN ÖĞRENDİĞİM BİR ŞEY VAR’ şiirinde yazdığı gibi ömür dediğimiz şey hayata sunulmuş bir armağandır. Peki, biz bu armağanın değerini ne kadar biliyoruz? Değerini bilmek, yaşadın mı büyük yaşamaktır. Unutmamalısın ki herkesin yaşadın mı büyük yaşamalısındaki büyüklüğü kendisine göre değişkenlik gösterir. Başkasının büyük yaşaması seni yutabilirken senin büyük yaşaman da başkasına hafif gelebilir. Kendin gibi yaşamalısın ve kendin gibilerle yaşamalısın.

Fotoğrafa baktığım zaman bir insanın bir başka insan için hazırlanan mezarı  izlerken görüyorum. Aslında mezarı izlerken hepimizin yaptığı gibi o an kendi ömrünü hüzün dolu bakışlarla sorgulayışını görüyorum. Yaşanmışların ve yaşanacakların, mutlulukların ve pişmanlıkların paylaşıldığı, özlemin anlatıldığı bakışı görüyorum. Asıl önemli olan, ömrünü toprağa verirken başkaları senin için ne düşünüyor ve söylüyor. Geçenlerde kaybettiğimiz, büyük yaşamış olan Mehmet Ali Birand için sevgili eşi Cemre hanımın yazdığı mektupta yaşadıkları aşkın büyüklüğünü, hayatın zorluklarını ve hayatın kendilerine sunduğu güzellikleri ve en önemlisi öldüğün zaman her kesimden herkesin cenaze töreninde biraraya gelip sevgi, saygılarını ifade eden sözler ve davranışları ile ne kadar büyük yaşadığını anlıyorum. Ömür dediğin şey elbet bir gün toprağa verilecek ama bıraktığın izler sonsuza kadar kalacaktır.

Mal sahibi, mülk sahibi, hani bunun ilk sahibi? Her canlı doğum gibi ölümü de tadacaktır. Bunları bilerek yaşamak ve gereğini yerine getirip kendince büyük yaşamak ölümden korkmamamı sağlıyor. Kendimi sorgularken hastalarımla ilgili verdiğim kararlar pişmanlıklara yol açmadığı için ve bir çoğunun  duasını aldığım için, başarırken kimseye zarar vermeden başarmaya çalıştığım için, sevdiklerime kaliteli zaman ayırıp mutlu olduğum için, yaşanması gereken aşkımı yaşadığım için, sorumluluklarımın farkında olduğum için ölümden korkmuyorum. Mehmet Ali Birand’ın ölümünü kıskanıyorum. Evet, yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var: Başkaları için yaşamıyoruz, kendimiz için yaşıyoruz diyebilirsiniz, ama unutmayın başkalarıyla birlikte yaşıyoruz. Öldüğümde sadece mezar taşımda yazan bir ismin değil, yaptıklarımın anlatıldığı ve saygıyla anılan bir geçmişimin olmasını isterim.