REKABET VE ARKADAŞLIK

REKABET VE ARKADAŞLIK

Biz haber etmeden haberimizi alırsın

Yedi yıllık yoldan kuşkanadıyla gelirsin

Gözümüzün dilinden anlar

Elimizin sırrını bilirsin

Namuslu bir kitap gibi güler

Alnımızın terini silersin

O gider, bu gider, şu gider,

Dostluk, sen yanı başımızda kalırsın 

 

Nazım Hikmet’in ‘’Dostluk ‘’ isimli şiirinde belirttiği gibi dostluk ölümsüzdür ve hep yanımızda olandır. Çocuklarımıza hayatta var olmak adına rekabeti ve rekabetle yaşamayı öğretirken asıl olanın dost ve dostluk olduğunu sürekli hatırlatmak gerekir. Dostlarını seçerken de yıllarca kendilerine dayattırılan sınav sistemindeki gibi seçerlerse dost bulamayacaklarını anlatmak gerekir.

Bencillik, yarışanları dostluğu önemsemekten alıkoyan bir olumsuzluğa sevk ederken yaşam boyu sürecek bir mutsuzluğa neden olmaktadır. Her yıl olduğu gibi sınavlar bitti ve bir tercih dönemi daha geldi. Bütün dikkatler yapılacak tercihe odaklanırken; öğrenmenin kalitesi, aşırı yorgun zihinler, alfabenin ilk harfleri a,b,c,d.e’yi görmek istemeyen gözler ve hepsinden önemlisi aşırı rekabetçi atmosferin getirdiği bencillik pek umursanmıyor.

En iyi okulu kazanmak, diploma sahibi olmak, işe girmek ve çok para kazanmak. Bütün bunlar için delice bir rekabetin içine girmek ve kendini yalnızlığa mahkûm etmek…

Rekabetin olumsuz etkilerinden çocukları korumak için Psikolog Ceyda Eke, şu uyarıları yapıyor: “Çocukları rekabetin olumsuz etkilerinden ve sınav kaygısından korumak için işin büyük bir kısmı ailelere sonra da öğretmenlere düşüyor.

Her çocuğun öğrenme hızı, şekli ve yetenekleri farklı. Çocuklara daha okul öncesinden başlayıp okul hayatı boyunca devam eden ‘bak komşunun kızı, teyzenin oğlu veya sıra arkadaşın’ gibi öteki çocukları ve yapabildiklerini göstermekten kaçınılmalılar. Bu motivasyon sağlamaz, sadece öfke yaratır çocukta.

Çocuğunuzun geliştirmesini istediğiniz becerileri onlara kazandırmak için onun neyi iyi yaptığını veya nelerde zorlandığını bilmelisiniz. Kimse başarısız olmak istemez. Çocuklar öğrenmek için ilk önce çabalar, ama ilkinde istenen düzeyde olmayabilir. Çocuğun yaptığı kadarı takdir edilip bir sonraki adıma geçmesi için teşvik edilmelidir. Öğrenmenin aşamalı olduğu fark ettirildiğinde ve yaptığı takdir edildiğinde bir sonraki adımı başarmak için çocuk motive olacaktır. ‘Bu iyi ama şunlara dikkat etseydin daha iyi olurdu’ cümlesi yanlış. Çocuğunuza ‘ama’ ile ilgili bir cümle kuruyorsanız bunun  pozitif yanı yoktur, doğrusu  ‘şu ana kadar öğrendiklerinle  çok iyi gidiyorsun’ demek ve  yeni hedefi göstermektir.”

Fotoğraftaki birliktelik dostluğa kapıyı açık tutmuş bir birlikteliğin örneğidir. Yanında olmak, dayanışmaya ve paylaşmaya önem vermek, birlikte bir şeyi düşünmek ve yapmak hayatı anlamlı kıldığı gibi zenginleştirir de. İşte bu birliktelikten öfke değil motivasyon doğar.

Yaşam, insana sunulmuş bir armağandır, bunu kör bir rekabete kurban etmemek gerekir…