SANAL HAYAT VE ÇOCUKLAR

SANAL HAYAT VE ÇOCUKLAR

Kuşsunuz diyorlar, çocuklarım,

Bir kuşsunuz diyorlar size

Sığınacak kol arayan

Konacak dal arayan

Bir yavru kuş, türkülerde.

Telgrafın tellerine konarsınız

Ezgilere uymak için

Avcılar vurur sizi.

Yeşil başlı ördek olur

Kalırsınız çöllerde

Böyle bir kuş işte!

 

Rıfat Ilgaz’ın ‘’Ne Kuş Ne Böcek’’ isimli şiirinde belirttiği gibi çocuklarda kuşların sığınacak kol veya konacak dal ararken avcılar tarafından vurulup çöllerde tek başlarına kalmaları gibi hayatta tek başlarına kalabilirler. Çocuklar bilgiye ve yeniliklere ulaşmak adına teknolojiyi amacına uygun kullanmadıklarında, zamanı iyi değerlendirmediklerinde yaşadıkları hayata yabancılaşıp çevreleriyle iletişimlerini kaybedebilmekteler.

Televizyondan sonra internet de hayatımızın vazgeçilmezleri arasında olup bunların ölçüsüz kullanım mağdurlarından birisini de çocuklar oluşturuyor. Çocukların sosyalleşme sürecini her gün saatlerce doğal bir çevre ve ortamdan uzak bir şekilde ekran karşısında geçirilen uzun vakitler çok derinden olumsuz bir şekilde etkiliyor.

Çocuklar açısından en fazla olumsuz etkilenen yeteneklerin başında konuşma yeteneği gelmektedir. Sanal ortamda aşırı vakit harcayan çocukların önde gelen davranış özellikleri arasında bıktırıcı bir suskunluk, çağrıldığında ses vermeyen bir tutum gösteriliyor.

Uzmanlara göre, çocuğunuz okula bile bilgisayar yüzünden gitmek istemiyor ve sürekli yapması gerekenleri erteliyorsa, dışarı çıkmak istemiyor, arkadaşlarıyla ve aile bireyleriyle daha az vakit geçiriyorsa, ders başarısında ciddi bir düşüş gösteriyorsa, bilgisayarı kullanabilmek için ailesine yalan söylemeye başladıysa, internet kafeleri kullanabilmek için okuldan kaçma davranışı gösteriyorsa tehlike çanları çalmaya başlamış demektir.

Çocuklar sanal ortama neden bu kadar bağımlı hale geliyor sorusu çok önemli. Deniz Tirit Karaca’nın bu soruya verdiği cevap dikkate değer: “Çocuklar yaşam içerisinde okul, aile, arkadaş vb. problemlerde kaçmak için bilgisayara yönelebilirler. Bilgisayar ve internet içindeki dünya, gerçeklerden kaçmak için çocuklara olanak sağlamaktadır. Sosyal yaşam içerisinde kendini değersiz hisseden çocuklar bir yere, bir gruba ait olmak, kendilerini ifade edebilecekleri bir ortama ihtiyaç duyarlar. Sanal gruplar bir anlamda iletişim kurmalarına olanak sağlamaktadır. Sanal ortamda olmak istedikleri kişiliğe rahatlıkla bürünebildikleri ve istedikleri gibi iletişim kurabildikleri için bilgisayara karşı bağımlılık geliştirebilirler. Aşırı bilgisayar/internet kullanımı, depresyon, öfke ve özgüven eksikliği gibi başka sorunların belirtisi olabilir.”

Fotoğraftaki çocuğa baktığım zaman yalnızlığını ve mutsuzluğunu görüyorum. İçindeki topluma yabancılaşmış, iletişime kapalı bir çocuk sebebi ne olursa olsun tıpkı fotoğraftaki gibidir. Günümüzde çocukların büyük bir çoğunluğunun yalnızlık ve mutsuzluk nedeni bilgisayar, internet ve cep telefonundan oyun oynamak veya sosyal olmalarını aşırı kullanımıyla engelleyen sosyal medyadaki gereksiz zaman geçirmeleridir. “İnsan, insanın ufkudur” sözü boşuna söylenmemiş. Bu sözün hakkı ancak doğal ortamlardaki sohbetlerde verilebilir.

Çocukları teknoloji mağduru olmaktan korumalıyız, çünkü onlar bizim geleceğimiz…