SEVMESİNİ BİLMEK

SEVMESİNİ BİLMEK

Doğdun

Üç gün aç tuttuk

Üç gün meme vermedik sana

Adiloş Bebem,

Hasta düşmeyesin diye,

Töremiz böyle diye

Ahmet Arif’in ‘’Adiloş Bebenin Ninnisi’’ isimli şiirinde belirttiği gibi çocuk bakımında töremiz böyle diye yaptığımız birçok şey gelecekte o çocuğun ruh ve beden sağlığının gelişiminde önemli rol oynuyor.

Maslow’a göre  insanların davranışlarına yön veren temel gereksinimler bulunmakta ve bunlar fizyolojik, güvenlik, sevme-sevilme, saygınlık,   kendini gerçekleştirme gereksinimleri olup bireyin davranışları üzerinde etkili olmaktadır.

Özellikle sevgi kişilik gelişiminde çok önemli bir rol oynuyor. Çocukluk döneminde bu gereksinimin tatmin edilmiş olması başlı başına büyük bir öneme sahip. Çocukluk döneminde ülkemizde bu temel gereksinimi tatmine ulaşmamış çok sayıda insan bulunuyor. Azarlanan, umursanmayan, dövülen, sürekli itilip kakılan, değer verilmeyen, korkutularak büyütülen bir çocuk, sorunlarla dolu bir hayat yaşayacak demektir.

Fotoğraftaki ağlayan çocuk, geleceğin yetişkini olacak. Ağlayan, üzülen, öfke biriktiren, ilgisizliğin kurbanı o kadar çok çocuk var ki gelecek adına endişelenmemek mümkün değil. Bazılarımız içimizdeki sevgiyi gösterebilmek için çocuğumuzun veya yiğenimizin kolunu, elini dişlerimizin izi çıkacak şekilde ısırırız ve ‘’sana saat yaptım’’ diyerek kandırmaya çalışırız. Evet, fotoğrafa baktığım zaman sevgisini göstermek isteyen büyüğü tarafından eli ısırılmış bir çocuğun gözyaşlarını görüyorum. Canı yanan çocuk böyle bir sevgiyi ister mi? Veya o da sevmesini böyle öğrenirse başka çocukların hali ne olur diye düşünmekten kendimi alamıyorum. Oyuncaklarıyla kendi dünyasında oynarken bir çocuğun büyüğü tarafından sevilmek adına  canı yanacak kadar avucunun içiyle ağzının sıkılmasına veya etini kopartacak kadar çimdiklenmesine ne dersiniz?

Pedagoglar uyarıyor:  Ebeveynin aşırı baskı ve dayağı altında yetişen çocukların şiddet uygulamaya daha meyilli oldukları gözlenmiştir. Çocuklarını öfkeyle, dayakla büyüten bir anne, onların yüreklerinde sevgi değil öfke biriktirmektedir. Ayrıca anne babası tarafından şiddete maruz kalmayan ama itici, soğuk ve ilgisiz yetiştirilen çocuklarda da şiddet davranışları görülebilmektedir. Daha da kötüsü çocuğu sevmek adına şiddet uygulamak sevilmeyi istememeyi veya sevenden kaçmayı gerektirebilir.

Oysa bu çocuklar, çok önemli bir temel gereksinim olan sevgiyi yaşamış olsalar, sevgiyle hayata hazırlansalar ortaya çıkacak mutluluk sadece onlara değil topluma da çok şey katacak.

Mutlu yarınlara mutlu çocuklarla kavuşabiliriz… Sevmesini ve sevilmesini bilen çocuklar için örnek olalım.