YALNIZLIK

YALNIZLIK

Dostlar bilin ki burda

Bir fakir Cahit Külebi

Garaja çekilmiş hurda

Paslanmış kamyonlar gibi

Bekler durur Ankara’da

 

Cahit Külebi’ nin ‘’Dostlara Türkü’’ isimli şiirinde belirttiği gibi kendini yalnız hissettiğinde tıpkı garaja çekilmiş hurda ve paslanmış kamyonlar gibi bekler durursun aktif olduğun günler bir daha geri gelir mi veya selam verecek bir dost olur mu diye.

Modern zamanların giderek ürpertici hale gelen bir sorunudur yalnızlık. Birbirinden selamı ve merhabayı esirgeyecek kadar sarsılan komşuluk ilişkileri, aynı evin sınırları içinde sessizleşen aile bireyleri, iş yerinde odasından çıkmayan mesai arkadaşları, insanlarda yalnızlık duygusunun giderek yakıcı bir hal almasına neden oluyor.

İnsanların, belli bir süre için kendi istekleriyle yalnız kalmaları normal ve anlaşılır bir şey. Tuhaf ve acı olanı: İnsanın çok istemesine rağmen konuşacağı, birlikte zaman geçireceği kişiler bulmakta zorluk çekmesi, çaresizlikler yaşamasıdır. Yalnızlığı kronik hale gelmiş bir insan, hayata ve topluma hüznün penceresinden bakar. Yaşamın pek fazla anlamı da yoktur böyle bir insan için. İnsanlardan soyutlanmış olan hayatında psikolojik sorunlarla boğuşarak zaman geçirmektedir…

Fotoğraftaki kadına baktığım zaman bana bir atasözünü hatırlatıyor: “Yalnız taş, duvar olmaz.” Tek taşla nasıl duvar örülemezse, yalnızlıkla anlamlı bir hayat oluşturulamaz. İnsanın, dayanışmaya, gerçek hayatta birlikte olmaya, sevincini ve acısını paylaşacağı kişilere ihtiyacı var. Evet, fotoğrafa baktığım zaman Cahit Külebi’nin şiirindeki dizeleri bir kez daha hatırlıyorum ve şiirle fotoğraf hayatın gerçeğini ne kadar güzel anlatıyor demekten kendimi alamıyorum.

“Gönül ne kahve ister, ne kahvehane.  Gönül sohbet ister, kahve bahane.” Yalnızlık çağında bu sözler çok anlamlı ve çarpıcı. Keyifli bir sohbetin insana vereceği eşsiz mutluluğu çoğu insan çok istese de yaşayamıyor. Bir araya gelmemek için herkesin bir bahanesinin olduğu bir çağda, sohbete hasret kalmak çok acı verici olsa gerek. Gerçek ortamda yüz yüze sohbet etmek yerine sanal ortamda sohbet yapmak giderek yaygınlaşıyor. İnsanın, gerçek kişiler yerine tanımadığı kişilerle konuşması, sanal ortamdaki arkadaşlıklardan hoşlanması bu çağın tuhaf bir gerçeği. Çeşitli tehlikelere açık olan bu ortam aslında insanın giderek daha fazla yalnızlaşmasına neden oluyor.

Yalnızlık çağında insani trajedimizi düşünürken Tanju Okan’ın, meşhur şarkısındaki şu sözler aklıma geliyor:

Nerde bana sevgiyle uzanan eller

Nerde bana söylenen o tatlı sözler

Büsbütün inançlarım yıkıldı bir bir

Bomboş kaldı dostluğa uzanan eller

Dostluğa uzanan ellere karşılık vermek hayatımıza mutluluk katar. “Yalnız taş, duvar olmaz” sözünü boşuna söylememişler…