HER ZAMAN OLMAZ

HER ZAMAN OLMAZ

Coşkundum pınarlar gibi,

Sarhoştum rüzgârlar gibi

İhtiyar çınarlar gibi

Bir gün içinde devrildim.

 

Sabahattin Ali’nin ‘’Göklerde Kartal Gibiydim’’ isimli şiirindeki gibi bir pınar misali coşkunken bu coşkunluk rüzgârlar gibi sarhoş edebiliyor. İnsanın doğasında başardığı zaman o başarının sarhoşluğunu yaşamak varken aynı zamanda başarının da her zaman olamayacağını bilip bu duyguya alışmanın zor olduğunu kabullenmek de var.

Kabullenmeliyiz ki başarısızlık da hayatın bir parçası ve insanın başarısızlıklardan da öğreneceği şeyler var. Sadece başarıya odaklanıldığı zaman başaramama durumunda yeni bir sayfa açmak, yeniden denemek çok zor olabiliyor. Uzun süren bir küslük ve içine kapanma dönemini atlamama gibi tehlikeyle karşılaşılabiliyor.

Eğitim kurumları önümüzdeki dönem için yerleştirme ve kayıt işlemlerini tamamlamak üzereyken öğrenciler gelecek ay yeni eğitim döneminde en çok “başarı” kelimesini duyacaklar. Öğrenciler ölçüsüz bir şekilde başarıya odaklandırıldığı zaman başarı adeta bir takıntı haline geliyor ve başarısızlık hiç dikkate alınmadığı için başaramamak bir hüsrana dönüştürülebiliyor.

Takıntıya dönüşmüş başarı anlayışı hakkında Neslihan Baykut şunları söylüyor: “Başarıya kulluk ediyoruz. Tüm bilgimizi, zamanımızı, yeteneğimizi ona sunuyoruz, onunla gururlanma hakkını umarak. Ona kulluk ediyoruz. Kendi gücümüzü yok sayıp, başarı elde edersek ‘bir şey’ olacağımızı düşünüyoruz. ‘Bir şey’ olmak için başarmak gerekir diyoruz. Oysa fark etmiyoruz ki başarı takıntımız yolumuzu tıkıyor, bizi engelliyor. Özümüzün ortaya çıkmasına, yeteneklerimizin akmasına engel oluyor. Çünkü kendimizi yetersiz hissettiriyor. Başarı özlemimiz ki henüz başaramadığımız anlamına geliyor, yetersizlik hissimizi besliyor. O zaman da başaramıyoruz. Tam bir kısır döngü, başarı takıntısı, başarısızlık, daha çok başarı takıntısı…

…Başarı takıntısı daha çok ister senden, daha da çok. Yetinmez. Seni olduğun gibi, olduğun kadarıyla kabul etmez. Hep senden ister, hep senden alır. Başarmak, ilerlemek için gayret etmek, çalışmak başkadır, başarıyı bir takıntı haline getirip, ona kulluk etmek başkadır. Biri geliştirirken, diğeri köreltir. Biri motive ederken, diğeri düşürür. Biri yaratıcılığını kamçılarken, diğeri kriterlerin içine hapseder seni.”

Fotoğrafa baktığım zaman “her zaman olmaz” anlayışına odaklanıyorum. Çok emek vererek defalarca provasını yaptığı gösteriyi tamamladığında kendisini izleyenlerin başarısından dolayı alkışladıkları gencin sevincini fotoğrafta görüyorum. Başarı ve alkış. O alkışları alabilmek için provalarda kim bilir kaç hata yaparak başarısızlığı tattı. İnsan başarı zirvesine elbette tırmanmalı, çaba sarf etmeli ama başarısızlığı da hayatın bir parçası olarak görmeli. Çok başarılı görülenlerin hayatında başarısızlıkların da olduğu dikkate alınmalı.

Başarıya giden yolda “her zaman olmaz” anlayışı öğrencilere kazandırılmalı ki bu anlayışı kazanmış birisi, başarısızlığı yeni başlangıçlar için hoş görebilsin. Başarısızlıktan korkmamak için her zaman kendimize güvenmeliyiz…