UZUN BİRLİKTELİĞİN FORMÜLÜ

UZUN BİRLİKTELİĞİN FORMÜLÜ

Gecesi benden, mehtabı senden

Bir bahçesi var ki aşkımızın,

Mevsimlerdir dolaşırız, bitmez

Kim demiş ki zamanla gül solar?

Bülbül hiç yorulur mu türküden?

Dilbersin işte, delikanlıyım.

 

Cahit Sıtkı Tarancı’nın ‘’Biz Nerdeyiz Sevgilim’’ isimli şiirinde belirttiği gibi aşkın bahçesinde mevsimlerdir dolaşırsın ve bitmez. Bitmeyeceği gibi de güller solmaz ve yıllar sonra de olsa dilber aynı dilber, delikanlı aynı delikanlıdır. Sevginin ve saygının tamamladığı aşk var ise bülbülün türkü söylemekten yorulmadığı gibi o aşk da yorulmaz ve bitmez. Peki, aşk günümüzde şiirdeki gibi bahçesinde dolaşarak bitmeyecek kadar uzun mu?

Günümüzde eşler arasındaki birliktelik sarsıntı geçiriyor ve giderek daha kısa ömürlü hale geliyor. Çoğu insanda evliliğe dayalı birlikteliklerin en küçük sorun da bile sona ermesi şaşkınlık yaratıyor.

Uzun ömürlü bir birliktelikte sevginin temel şart olduğu bilinmiyor veya unutuluyor. Bilinmelidir ki sevgisiz bir ilişkiden uzun ömürlü bir birliktelik oluşturmak mümkün değil.

Sevginin yanı sıra saygı da eşler arasında temel bir gereksinimdir. Birbirinin düşünce ve görüşlerine, duygularına önem veren, hoşgörülü davranan eşler; kişisel duyarlılıkların farkında olup, birbirlerine karşı nasıl davranmaları gerektiğinin bilincine sahipler.

Sağlıklı bir iletişim de temel gereksinimdir. İletişim dolaysız ve açık olmalıdır. Düşünceler korkusuzca ortaya konulmalıdır. Bu yapılırken duygu ve düşünceler, diğeri tarafından asla hor görülüp, yargılanmamalıdır.

Nihal Araptarlı, evlilik bağlamında uzun bir birlikteliğin formülünü şu şekilde açıklıyor: “Evliliğin temel amacı, yaşamın acı tatlı getirilerini birlikte paylaşarak hayatta güçlü kalabilmektir. Birbirinden her yönüyle farklı iki bireyin zamanla ortak beğeni ve zevkler oluşturarak hayatın yükünü ve mutluluğunu paylaştıkları bir birlikteliktir. Bu birliktelik her iki tarafı da destekleyici, yapıcı ve geliştirici bir yapıda olmalıdır ki bireyler bu ilişkiden tatmin olabilsinler… Bencillikten uzak, sorumlulukların farkında, eşinin yüklerini azaltmada destek olup, gerektiğinde özveride bulunabilen çiftler arasındaki sevgi bağı her gün daha da güçlenir…”

Fotoğraftaki iki yaşlı insan, uzun bir birlikteliği başarmış olmanın örneğini sergiliyor. Bu birliktelikteki temel bağ, sevgidir. Bu iki yaşlı insan, uzun birliktelikleri boyunca hiç kuşkusuz sorunlar yaşamıştır ama sevgi, sorunlarını aşmada temel rolü oynamıştır. Gençler bu fotoğraftaki gibi uzun bir birlikteliği istiyorlarsa sevginin sonsuzluk olduğunu ve bir güne sığmayan, yaşama yayılmış bir öykü olduğunu unutmamalılar. Sevginin yıllar geçse de beraber yemek yiyebilmek, beraber kahvaltı edebilmek olduğunu, tüketmemek ve tükenmemek için çabalamak gerektiğini bilmek uzun bir birlikteliğin formülüdür.

Uzun ömürlü bir birliktelik için her şeyden önce sevgiye odaklanmak gerekiyor. Unutmayalım ki; Sevgi, sevdiğin insanın yaşamına dokunduğunda onun hayatını hep bir ileriye doğru değiştirebilmektir. O insanın daha mutlu, daha huzurlu, daha güzel bir yaşam sürmesini sağlayabilmektir. Sevgi, yaşadığın her güzel an’da “Keşke o da burada olsa.” diye düşünmektir. Güzellikleri tek başına yaşadığında kendini eksik hissetmektir. Sevgi, uzaktan da olsa onunla aynı anda aynı şeyi paylaşmaktır ve bunun da tesadüf olmadığını bilmektir.