GERÇEK DOST

GERÇEK DOST

Kırdın mı incittin mi birilerini

Kimleri kazandım, yitirdiklerim kimler?

Kendimi yeniledim mi yazdıklarımda?

Yeniden düşünmeliyim Dostluklarımı, ilişkilerimi

Gözlerim çocukluk fotoğraflarında mı kaldı?

Yitirdim mi yoksa masumiyetimi?

Murathan Mungan’ın ‘’ Mırıldandıklarım ‘’şiirinde belirttiği gibi büyüdükçe gözlerim çocukluk fotoğraflarımda kaldı. Dostluklarımı ve ilişkilerimi düşündükçe çocukluğumdaki saf, içinde tek taraflı çıkar barındırmayan ve ne önümde nede arkamda hep yanımda olan güzel dostluğu arıyorum.

‘’Dost’’un anlamına sözlükten baktığınız zaman  birçok kelimeyi bulabilirsiniz ama gerçeği ne kadar yansıtır bilemem. Ben gerçek anlamda dostluğu sende buldum. Sen,ortak menfaatler çatıştığı zaman dahi sonucu kendine değil de orta yere bırakansın yani gerçek dostsun. Unutmuyorsa  O gerçek dosttur yani sensin. Bana birşey olursa yanımda olacak ilk kişi gerçek dosttur yani sensin. Bencillik nedir bilmez, kibir nedir bilmez, yorgunluk nedir bilmezsin. Benim mütevazi, çalışkan, atom karıncam dediğim kadim dostumsun.

Fotoğrafa baktığım zaman çocukluğumuzdaki  günlerimizi hatırlıyorum. Bir kenara çekilip elini omuzuma koyup sırlarını paylaştığın günleri hatırlıyorum. Hayallerimizi, sevincimizi, öfkemizi birlikte paylaşır, birlikte kendimizce çözümler üretirdik. Bilirdik birimize bir şey olsa diğeri yanındaydı. Ne güzel bir duygu. Sevgilerini ölümsüzleştiren aşıklar dahi aslında birer iyi dost değiller mi? Şimdi senin gibi dost bulmakta zorlanıyorum. Senin beni, benim de seni anlayabilmem, tanıyabilmem ve farklı olaylar karşısındaki tepkilerimizi görebilmek için yıllar geçti.. yani test edildi ve denendi… Kimse zarar veremez bu dostluğa. Şimdiki testler genelde yanlış çıkıyor ve can yakıyor. Hiçbirşeyimi paylaşamıyorum, ortak menfaatler çatıştığı zaman hep kendini düşünenlerle doldu bu çirkin dünya…   Seni belki şekilsel anlamda kaybettim ve hergün göremiyor olabilirim ama varlığını ve dostluğunu herzaman yanımda hissediyorum. Bir tarafım eksik mi?, evet eksik. Ama  dostum sen mutluysan varsın o eksiklik ben de kalsın.

Kızıma sürekli bizi anlatıyorum, gerçek dostluğu anlatarak yaşamasını ve en az hata yapmasını istiyorum. Biliyorum kardeşi yok ama gerçek bir dostun kardeşten öte olabileceğini anlatıyorum ve bu dostu aramasını, bulmasını ve bulduğu zamanda sımsıkı sarılmasını istiyorum. Büyüdükçe gerçek dostun zor bulunacağını, günde 3-4 sefer telefonla konuşmanın, defalarca güzel sözlerle dolu mesaj atmanın dostluğu göstermediğini anlatıyorum. Mutlu olmak istiyorsan gerçek dostun olmak zorunda diyorum. Sağlıklı bir toplum için, bizim yaşadığımız travmaları yaşamamaları için çocuklarımıza kaliteli zaman ayırıp bunları anlatmak ve yaşatmak zorunda değilmiyiz?