Şener Şen “Halk enteresandır yani, en azılı, en acımasız eleştirmendir… İsminiz yavaş yavaş öğrenilir. Yavaş yavaş öğrenildikten sonra da unutmaz; bu oluyorsunuz, olmuşsunuz demektir.” sözleriyle topluma mal olan isimlerin hiçbir zaman unutulmadığını ve unutulmayacağını anlatıyor. Günümüz gençlerinin de hangi mesleği yaparlarsa yapsınlar bir yapıya bağlanıp o yapının kendisini var ettiği sürece var etmesi yerine halka kendisini mal ettirip hiçbir gücün yenemeyeceği bir güç olma yolunda ilerlemesi gerekir.
Geçtiğimiz ay, güzel bir habere rastladım. Şener Şen, altı yıl aradan sonra sinemaya geri dönüyor. 20 yıldır sadece Yavuz Turgul’un filmlerinde rol alan usta oyuncu, bu geleneği yine bozmayarak, yeni filminde, 1980 tarihli Banker Bilo’da olduğu gibi holding patronu rolüyle biz sevenleriyle buluşacak.
Şener Şen, seyircisini bugüne kadar yaptığı unutulmaz filmlerle hem güldüren hem de hüzünlendiren eşsiz oyuncu yeteneğine sahip bir sinema sanatçısıdır. Neşeli Günler, Hababam Sınıfı, Namuslu, Çiçek Abbas, Züğürt Ağa, Arabesk, Eşkıya, Gönül Yarası unutulmaz filmlerinin başında geliyor.
Şener Şen, başarısının sırrını ise şu şekilde açıklıyor: “Bende farkında olmadığım gözlem yeteneği vardı. Bazı insanların nasıl kulağı iyidir, gözü iyidir benim de gözlem yeteneğim iyiymiş. Adana’da doğdum ama 1950’de İstanbul’a taşındık. Orta halli bir aileden ve sınıfsal kökenden geliyorum. Zeytinburnu’nda gecekondularda büyüdüm. Orası her sınıftan insanın buluştuğu kozmopolit bir yerdi. Belki de farkında olmadan orada birtakım şeyleri biriktirmişim ve bunlar daha sonra açığa çıktı.” Gözlem gücü, Şener Şen için çok önemli. Gözünü cep telefonu ekranından ayırmayanların, Şener Şen’den öğreneceği çok şey var. Rol aldığı filmler, toplumumuzun yakın dönem sosyolojisinin sinema aracılığıyla çok yetkin bir şekilde anlatımıdır. Bugünün gençlerinin yanı sıra gelecek kuşakların da toplumumuzun sosyolojik geçmişine dair bu filmler aracılığıyla öğreneceği çok şey var.
‘Hababam’ın Badi Ekrem’i, ‘Banker Bilo’nun Maho Ağa’sı, ‘Namuslu’nun ‘Ali Rıza’sı, Haraptar Köyü’nün ‘Züğürt Ağa’sı, ‘Eşkıya’nın Baran’ı, ‘Gönül Yarası’nın Nâzım öğretmeni Şener Şen, izleyicisine büyük saygı duyan bir oyuncudur. Her zaman seyircisinin karşısına kaliteli bir filmle çıkmaya önem verdi. 2010 yılından beri, biz izleyicilerinden uzak kalmasının nedeni, rol alabileceği kaliteli bir senaryo beklentisidir. Kaliteli iş yapanların günü kurtarmak için uğraşanlara göre daha kalıcı olabileceğinin en güzel örneği Şener Şen, bu konuda Uğur Vardan’a şunları söylüyor: “Ben oyunculuğu ciddiye alıyorum. Benim derdim bu dünyada iyi filmlerde oynamak, oyunculuğumun keşfedilmemiş yanlarını hâlâ ortaya çıkarmak. Tabii ki sistem başka şeyleri empoze ediyor. Bu ortamda beni heyecanlandırmayan bir projeye evet demiyorum.” ‘’ Ne iş olsa yaparım’’ düşüncesinden kurtulup yapabileceğinin en iyisini yapabilme düşüncesine sahip olma yarına güvenle bakmamızın teminatıdır.
Fotoğrafa baktığım zaman işini seven, yaptığı işe önem veren, bir dönem öğretmenlik yapmış usta bir oyuncuyu görüyorum. Şener Şen, “ben iş konusunda ciddi adamımdır, ne yapacaksam iyi yapmam lazım diye düşünürüm” diyor. Bu güzel anlayışa sahip insanların toplumumuzda çoğalması gerekiyor. İçinde bulunduğu topluma sahip olduğu yüksek gözlem gücü sayesinde bakan ve bunlardan topluma verilebilecek mesajları özenle seçen insan o toplumla bütünleşir.
Beyaz perdenin yaşayan efsanelerinden Şener Şen’i gerçekten çok özledim. Gösterim tarihi önümüzdeki sezon olarak belirlenen yeni filmini büyük bir merak ve heyecanla bekleyeceğim…