“HAYIR” DİYEMEMEK

“HAYIR” DİYEMEMEK

Öğrendim ki…

Sen tepkilerini kontrol edemezsen

Tepkilerin hayatını kontrol eder.

Ataol Behramoğlu’nun ‘’Öğrendim ki’’ isimli şiirinde belirttiği gibi insanın verdiği tepkiler hayatını kontrol eden en önemli etkenlerden birisidir. ‘’Evet’’ veya ‘’Hayır’’ cevabını uygun olan zamanda ve yerde kullanabilirsen hayatını kontrol edebilirsin. Aksi takdirde birilerine vermek istediğin ‘’Hayır’’ cevabı yerine birilerini veya bir şeyleri kaybetmekten korkup ‘’Evet’’ cevabı verdiğin zaman hayatını kontrol etmeyi kaybedebileceğini bilmen gerekir.

Hiç “hayır” diyememek, hep “evet” demek özveri midir? Normalin üstünde bir özveri olduğu herkes tarafından bilinen hep ‘’evet’’ demek üzerine kurulu bir özveri sağlıklı mıdır? Özverili insanlar kendinden önce hep başkalarını düşünen insan modelini temsil ediyorlar. Normal ölçülerde özverili olmak sorun olmadığı gibi sağlıklı toplumsal ilişkiler kurmakta çok önemli bir rol oynamaktadır. Burada sorun olan şey, normalin üstündeki özverililiktir. Hiç “hayır” diyememek, hep “evet” demek üzerine kurgulanmış bir özverililik bir süre sonra ciddi sorunlara neden olmaktadır…

Aile içi ilişkilerde, iş ortamında veya ikili arkadaşlıklarda hep “evet” diyen, özveride sınır tanımayan insanlar bunu bir ömür boyu sürdüremezler. Böyle olduğu için durumu sorgulamak bir süre sonra kaçınılmaz hale gelir. Kişi sorgulamaya başladığı zaman da kendini sorunlu görmek yerine karşı tarafı suçlamaya dönük değerlendirmeler yaparak “nankörlük” kavramı şeklinde kendini gösterir ve bunu da insanlardan kaçmak, sosyal ilişkilerden soğumak takip eder. Kişinin kendisine olan saygısı azalır, yaşama ve insanlara karşı biriken öfkeler gerginliklerin üst düzeye tırmanmasına neden olarak sizi haklıyken haksız duruma düşürebilir.

Fotoğrafa baktığım zaman bir kadının sırtında taşınan çocuk ve çocuğun parmağıyla kendini taşıyan kadının yüzüne küçücük bir dokunuşunu görüyorum. Çocuğu taşıyan kadın özveride sınır tanımayan insanları çağrıştırıyor. Hep taşımak, hep katlanmak, hep ilk adımı atan olmak, hep ‘’evet’’ diyen olmak. Aslında çocukların kucak veya sırtta taşınması dâhil olmak üzere bütün isteklerine ‘’evet’’ demek çocuklara yapılacak en büyük kötülüklerden bir tanesi. Onları ‘’hayır’’ cevabına alıştırarak her istediklerinin olmayacağını göstermek gerekir. Eğer bunu yapamazsak ömür boyu sırtımızda taşıyacağımız bir bireyi yetiştirmiş oluruz.

Hep tek taraflı fedakârlık ve “hayır” diyememek oldukça zor bir durum. Oysa yerine göre  “hayır” diyebilmek ise oldukça faydalı. Konunun uzmanlarına göre, “Hayır demek,  evet demeye göre daha sağlıklı bir seçenek olarak ortaya çıkıyor.  Kişinin evet demeye devam etmesi taleplerin sayısının artmasına, stres düzeyini düşürememesine ve kişinin önem verdiği şeylere zaman ayıramamasına neden olabiliyor.  Hayır demek belki en kolay yol olmasa da, kişinin stresini azaltmayı, sorumlukları daha iyi yerine getirmeyi, yeni ilgi alanları edinmeyi sağlıyor.” Uzmanlar, “ Aşırı yük ve fazla stres altında kalmanın ve bunlardan evet diyerek kurtulacağını düşünmenin, kişinin kendisini hasta ve tükenmiş hissetmesine neden olduğunu” vurguluyor.

Sağlıklı bir ilişki için ölçülü bir özveri ve “hayır” diyebilmek önemli. Unutmayalım ki kendine güvenebilmek için ‘’hayır’’ diyebilmek ve ‘’hayır’’ diyebilmek için de kendine güvenmek gerekiyor. İstemediğiniz şeylerin hayatınızda olmasını istemiyorsanız, mutluluğun ve başarının sırrını arıyorsanız ‘’hayır’’ kelimesini uygun zamanda, uygun yerde, uygun kişilere kullanabilmelisiniz…