İLLÜZYON

İLLÜZYON

Güneş gibi ol şefkatte, merhamette.

Gece gibi ol ayıpları örtmekte.

Akarsu gibi ol keremde, cömertlikte.

Ölü gibi ol öfkede, asabiyette.

Toprak gibi ol tevazuda, mahviyette.

Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol.

 

Mevlana’nın ifade ettiği gibi kişi ya olduğu gibi görünmeli yâda göründüğü gibi olmalı. Kendi gerçek halini veya sözlerini karşısındakinin duyuları üzerinde izlenim olarak yanlış değerlendirtebiliyorsa o kişi illüzyon yapıyor demektir. Günümüzde hayatı, olayları ve haberleri kavrayabilmek için illüzyonu tanım olarak iyi anlamak ve düşüncenin öneminin farkına varmak gerekir.

İllüzyon, gerçek bir nesnenin duyular üzerindeki izlenimlerinin yanlış değerlendirilmesi veya kısaca yanılsamadır. Bildiğimiz, gördüğümüz, hissettiğimiz, işittiğimiz bazı şeyler acaba gerçek değil mi? Bu soru her geçen gün daha fazla soruluyor. Sanırım, yanılsamalar günümüz dünyasında giderek çoğaldığı için insanlar bu soruyu daha fazla sorar hale geliyor.

Görüleni gerçek olarak algılamak, illüzyona veya yanılsamaya kapı aralar. Unutmayalım! “Görünen, gerçek olsaydı bilime gerek kalmazdı” sözü, yanılsama tuzağına karşı bir uyarıdır.

Bilime, sorgulamaya, eleştiriye ihtiyaç duymayanların çoğaldığı bir dünyadayız. Bir görüntü bombardımanının altındayız. Birinci Körfez Savaşı’nda (1991) CNN gökyüzündeki görüntülerle Bağdat’tan savaşı dünyaya anlatmıştı. Çoğu insan da bu görüntülerle yetinmiş, acımasız bir savaşı futbol maçını izler gibi izlemişti.

Truman Show adlı film için yapılan şu tespitler önemli: “Ne görüyoruz, son derece kompleks aslında açıklaması. Bir insan var ve yaşantısı dizi gibi sunuluyor. Her gün yaşamından kesitler… Program bir adada gerçekleştiriliyor. Bu adanın tamamının stüdyo, herkesin de oyuncu olduğunu anlıyoruz film ilerledikçe. Tüm bunların bir insanı onun gerçeklik evreninde yaşıyor olduğuna inandırmak adına yapıldığını görüyoruz.

Bir tek Truman’ın davranışları, o dünya ile karşılaştırıldığında belli bir gerçekliğe sahip. Bir bakıma orası tamamen bir simülasyon evreni. O evrendeki ’tek gerçek varlık’ Truman’ın kendisi. Truman’ın kendisi bile o simülasyon evreninin bir parçası olduğunu bilmiyor. Bir şeyler hissediyor, etrafında bir şeylerin döndüğünü fark etmeye başlıyor. Orası bir sahil kasabası, otobüsler, satıcılar, vs. Her şey gündelik yaşamın bir parçası gibi. Ana karakter gerçeklik evreninde yaşadığını varsayıyor. Gerçek anne ve babasıyla ilgili bilgileri bile soru işaretleriyle dolu.

Bir tür kurgu haline getirip seyircinin duygulanmasını, acımasını sevmesini bekliyor yapımcılar. Dolayısıyla Truman’ın asla bir simülasyon evreninde yaşadığını bilmemesi gerekiyor. Bunu gerçeklik duygusu verebilme adına yapıyorlar. Zira Truman farkına vardığı anda olay çökecek.”

Fotoğrafa baktığım zaman illüzyon gösterisi yaparak para kazanıp hayatını idame ettiren adamı görüyorum.  Sanki hiçbir şeyden destek almıyormuş gibi havada duran adam olarak kendini göstermeye çalışıyor. Günümüzdeki insan ilişkilerine baktığımız zaman aslında büyük bir çoğunluğun, olanı farklı göstermeye çalıştığını yani farklı bir şekilde illüzyon yaptığını görebiliriz. O halde, insan ilişkilerinde güvensizliğin artmasına şaşırmamak gerekiyor…

İnsanlar ters giden bir şeylerin farkına varmasın diye yeryüzünde illüzyon giderek yaygınlaşıyor. İşte bu nedenle, illüzyon günümüzde hayatı anlamak için çok önemli. Son günlerde yaşadıklarımıza baktığımız zaman kimin doğru veya kimin yalan söylediğini ayırt edemiyoruz. Bize sunulan haberin farklı kanallarda farklı şekilde sunumlarıyla karşı karşıya kalıyoruz. İllüzyon gösterisi sergileyenlerin amacına uygun izleyen değil sorgulayan izleyici olursak

İllüzyondan sakınmak için görüntü ile yetinilmemeli, düşünce ile birlikte harmanlanmalıdır. İllüzyon gösterisi sergileyenlerin amacına uygun izleyen birey değil de sorgulayan izleyici olursak gerçeği bulup yanılsamamış oluruz. Bildiğimiz, gördüğümüz, hissettiğimiz, işittiğimiz bazı şeyler acaba gerçek değil mi sorusuna doğru cevap bulabiliriz.