KİTAP SEVGİSİ

KİTAP SEVGİSİ

O şimdi kitaplarda
Bir çizgilik yerde hapis,
Hâlâ mı yaşıyor, korunamaz ki,
Öldürebilirsiniz.

Behçet Necatigil’ in ‘’Kitaplarda Ölmek’’ isimli şiirindeki gibi kitaplar okundukça ve korundukça, paylaşıldıkça içindekilerle birlikte yaşar. Toplumun ve ekonominin gelişimi için kitap okumanın ve içindekilerle birlikte yaşatılmasının önemini çocuk yaşlardan itibaren kazandırmalıyız.

Efes’te Celsus Kütüphanesi’ nin 14.000 kitaba ev sahipliği yapmış olması kitapların çok eski zamanlardan beri her zaman önemsendiğini ve değer verildiğini göstermekte ve kitap sevgisinin ne kadar fazla olduğunu ortaya koymaktadır. Mısır’da İskenderiye Kütüphanesi de bu anlamda unutulmamalıdır.

Bugün gelişmiş ülkeler kitaba çok fazla değer verirken, ülkemizde maalesef üzücü bir durumla karşılaşıyoruz. Türkiye’de 1 kişinin kitap okumaya ayırdığı zamanın; bir Norveçli 300, Amerikalı 210, İngiliz ve Japon 87 katını ayırıyor. Dünya ortalaması da Türklerin ayırdığı zamandan 3 kat fazla.

ABD‘de yılda 72 bin adet konusu farklı kitap basılırken, Rusya’da 58 bin. Japonya’da 27 bin, Türkiye’de ise 7 bin kitap basılıyor. Kitap için Norveçli 137, Alman 122, Belçika ve Avusturyalı 100 dolar, Güney Koreli 39 dolar ayırıyor. Dünya ortalaması 1,3 dolar iken, Türkiye’de bir kişi kitaba yılda ancak 0,45 dolar harcıyor.

Japonya’nın %14 ü sürekli kitap okumaktadır. ABD’nin %12 si, Almanya’nın %11 i, İngiltere’nin %11 i, Türkiye’nin %0.01 i kitap okumaktadır.

Türkiye’deki kütüphane sayısı: 1.412, kahvehane sayısı: 570.000. Buna göre 49.000 kişiye bir kütüphane düşerken, 122 kişiye bir kahvehane düşmektedir.

Kitap sevgisi ve kitap okumak sadece bir bireyin gelişimi için değil toplumun ve ekonominin gelişimi için de önemli. Unutmayalım ki çok kitap okuyan toplumların çok gelişmiş ekonomiye sahip olmaları da boşuna değil. Dünyada her alanda rekabetin arttığı bir dönemde kitap sevgisini ve okuma aşkını toplumlarına kazandıramamış ülkeleri gerçekten zor günler bekliyor.

Fotoğrafa baktığım zaman kütüphanede iki kişiyi okumak istediği kitapları incelerken görüyorum. İstatistikler ülkemizde bu örneğin maalesef yaygın bir örnek olmadığını gösteriyor. Kitap için harcanan parayı ve zamanı israf gören anlayıştan insanlarımızın hızla kurtulması gerekiyor.

Toplumun ve ekonominin gelişimi için sadece Kütüphane Haftası’nda değil, yılın her günü topluma kitap sevgisini ve okuma aşkını kazandıracak çabanın içinde olmalıyız.