MEVLANA VE HOŞGÖRÜ

MEVLANA VE HOŞGÖRÜ

Surette kalırsan putperestsin. Her şeyin suretini bırak, manaya bak. Hacca giderken hac yoldaşı ara. Ama ha Hintli olmuş, ha Türk, ha Arap. Onun şekline, rengine bakma; azmine ve maksadına bak. Rengi kara bile olsa değil mi ki seninle aynı maksadı güdüyor, aynı senin rengindedir, sen ona beyaz de.

 

Mevlâna Celâleddin Rûmî’nin belirttiği gibi hiç kimse dini, rengi, düşüncesi, cinsiyeti yüzünden dışlanmamalıdır. Her insana, insanca muamele yapılmalıdır. Hayata saygılı, şiddet içermeyen hoşgörülü bir kültür benimsenmelidir. Maksatlar aynıysa ve sen kendi maksadının doğruluğundan eminsen karşındakinin şekline ve rengine bakma, ayrım koyma.

11 Eylül terör eylemleriyle ayarı iyice bozulan dünya bir şiddet patlaması yaşıyor. Savaşlar, suikastlar, sabotajlar ve bombalı saldırılar barış iklimini her geçen gün erozyona uğratmakta.

Bu kötü gidişatı durdurmak için insanların barış içinde bir arada yaşayacağı bir bakış gerekiyor ve bunu her dilden, her dinden, her renkten insanı kucaklayan Anadolu’nun en önemli manevi mimarlarından olan Mevlâna Celâleddin Rûmî bu topraklarda yüzlerce yıl önce dillendirerek sevginin, barışın, kardeşliğin ve hoşgörünün sembolü olmuştur.

Halen Mevlânanın çok sevilmesinin nedenlerinden biri insanları ayırt etmeden sevmesi, tüm insanları bir bütün olarak kucaklamasıdır. Mevlâna, farklı dinlere, milliyetlere sahip olsalar da, insanların bir olduğunu ve insanın her şeyin üstünde bir değeri olduğunu söylemiştir.

O, sadece sözleriyle değil, bize aktarılan  pek çok örneğe göre yaşamıyla da bunu göstermiştir.  Kimi zaman davranışları kızgınlık uyandırsa da, ne pahasına olursa olsun, ne cahili okumuştan, ne halktan insanı hükümdardan daha az insan saymıştır. İnsanların davranışlarına her zaman hoşgörüyle yaklaşmış, yaratılanların en üstünü olan insanı incitmekten, onun kalbini kırmaktan kaçınmıştır. Mevlâna’nın insanlığa en büyük mesajı belki de bilginin ötesinde var olanı, bilginin açıklayamadığı şeyi, yani gönül dünyasının önemini vurgulamasıdır.

Fotoğrafa baktığımda huzurlu bir şekilde, kendileriyle barışık, sevgi ortak paydasında buluşmuş ve farklı inançlara sahip insanları camide görüyorum. Bu mutlu birlikteliklerinin kaynağı, Mevlana’nın vurguladığı gönül dünyalarının zenginliğindedir. Mevlâna’nın ‘’Gerek yok her sözü, laf ile beyana… Bir bakış bin söz eder, bakıştan anlayana…’’ sözünü fotoğraftaki kadının bakışlarında görüyorum.

“Biz birleştirmek için geldik, ayırmak için değil.”

Bizim dergâhımız umutsuzluk dergâhı değildir” diyen Mevlâna’nın düşüncelerine önem vererek geleceğe umutla bakmalıyız…